Uzun süredir üzerine çalıştığım bir yeni haberi sizlerle paylaşmanın mutluluğu içerisindeyim. -,- Psikologların sosyal medyada var olmasını sağlamak adına yürüttüğüm çalışmaları artık bireysel danışmanlığın ötesine taşıyarak yeni bir eğitim paketiyle herkesin katılabilmesini sağlayacağım. Aşağıdaki görsele tıklayarak eğitim hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Ayrıca merak ettiğiniz soruları psktanerturker@gmail.com adresine iletebilirsiniz. Sağlıcakla kalın. 🙂
Toplumun psikoloğa gitme fikrine eskiye nazaran daha sıcak baktığı görülüyor. Bu da psikoloğa olan talebin artması anlamına geliyor. Psikoloğa gidecek kişiler, kendilerinin mahrem gördüğü konuları, olayları psikologla paylaşacağı için psikolog seçiminde de oldukça titiz davranıyorlar. Burada da ortaya güvenilirlik çıkıyor. Hala daha kredi kartıyla internetten alışveriş yapmaya korkan kişiler olduğu için psikoloğa giderken “kendi gözümüzle görelim kızım/oğlum, bir inceleyelim önce” düşüncesi de fazlasıyla olağan karşılanabilir. Ancak psikoloğa gitmek hala tamamen kabul görmüş ve risksiz bir eylem olmadığı için insanlar yakın çevresine psikolog sormakta biraz çekinebiliyor. Bu nedenle internetten psikolog aramaları yapmak, forumları ve psikologların özgeçmişlerini incelemek gibi ön hazırlıklar yapılıyor.
Google Trends üzerinden “Psikolog” kelimesinin son 1 yıllık ilgi istatistiklerine baktığımızda çoğunlukla 50’nin üzerinde olduğunu görüyoruz. Yani “psikolog” kelimesi Google aramaları için gözde bir kelime.
Google Ads anahtar kelime planı üzerinden “psikolog” kelimesine baktığımızda ise aylık 10 bin ile 100 bin arasında arama yapıldığını görebiliyoruz. Rekabet ise orta olarak belirtilmiş. Bu da Google üzerinden “Psikolog” anahtar kelimesine verilen tekliflerin ortalama düzeyde olduğu anlamına geliyor.
Koronavirüs sürecinde birçok insan online terapiye başvurdu. Psikologlar da oluşan bu durumdan dolayı online terapi reklamlarına ağırlık verdi. Hatta o kadar ağırlık verdiler ki Google’da “Online Terapi” anahtar kelimesinin tıklama başı maliyeti bir süre 10₺ üzerinde seyretti.
Yani, yeni danışanlara ulaşmak isteyen psikologlar, terapistler, psikiyatrlar, danışmanlık merkezleri, hastaneler Google’ın gücünden fazlasıyla yararlanıyor. İsterseniz Google’da “Psikolog” araması yaparak kaç tane reklam olduğunu görebilirsiniz.
Peki Psikologlar Sadece Google’da Reklam mı Vermeli?
Elbette hayır, psikologlar ilgili kitleye göre birçok sosyal medya platformunda yerini almalıdır. Psikologlar sosyal medya hesabını nasıl kullanmalıdır, nelere dikkat etmelidir sorularının cevabını merak edenler Psikologların Sosyal Medya Kullanımı ve Psikolog ve Terapistler için Sosyal Medya Kullanım Rehberi yazısına buradan ulaşabilir.
Psikologlar ve Instagram
İnstagram’da şimdiye kadar #Psikolog kelimesinde 767.390 gönderi paylaşılmış. Bu oldukça yüksek bir sayı, psikolog etiketi çok fazla kullanılıyor. Yani rakipleriniz çok, eğer çok daha fazla yeni danışana ulaşmak istiyorsanız öne çıkmanız gerekiyor. Sadece #Psikolog etiketini değil, bulunduğunuz yakın konumların ve paylaşımla ilgili konuların etiketlerini girmelisiniz. Birçok psikolog Instagram’da ön plana çıkarak yeni danışanlara çok daha kolay erişebiliyor. Düzenlediği eğitim programlarının satışını da Instagram üzerinden yapabiliyor.
Psikologlar ve Twitter
Twitter’da psikolog uzman hesabı Instagram’a göre biraz daha az. Çünkü kullanım farklılıkları gereği danışanlar açısından pek tercih edilen bir platform değil gibi duruyor. Bence prestij açısından Instagram’dan daha etkili. Eğer, alanınızda yetkin biriyseniz Twitter’da uzman konumunda bulunmanız da oldukça yarar sağlayacaktır. Psikolojiyle ilgili floodlar ve psikoloji bilginizi kullanarak gündemle alakalı yorumlar yapabiliyorsanız Twitter’da da gözde bir psikolog olabilirsiniz. Burada da etiket kullanımı oldukça önemli ancak Instagram’daki gibi fazla kaçırmamak gerekiyor. Psikologlar, Twitter aracılığıyla meslektaşlarıyla -daha resmi bir dille de olsa- iletişim kurabilir ve etkileşim artırabilirler. Böylelikle yeni iş birliklerinin doğması çok daha kolay olur.
Psikologlar ve Facebook
Birçoğumuz Facebook’taki profilini bile güncellemiyorken neden Facebook’ta aktif olmaya çalışalım diyor olabilirsiniz. Facebook hala da en çok kullanılan sosyal medya platformlarından birisi. Her ne kadar beğenmesek de her saniye binlerce paylaşım yapılıyor. Bu da binlerce insan anlamına geliyor. Psikologlar için insan olan her yer kaynak olarak kabul edilebilir.
Facebook’ta oluşturacağınız sayfa diğer birçok siteye göre Google’da çok daha hızlı bir şekilde indekslenir. Yani birisi sizi Google’da aratmak istediğinde Facebook profiliniz diğer birçok siteye göre ön sıralarda çıkacaktır. Bu nedenle Facebook’ta aktif olmakta fayda var. Ayrıca Facebook Psikoloji-Psikolog grupları da hala daha oldukça aktif kullanılıyor. Gerek mesleki paylaşımlar, eğitim duyuruları gerekse danışanlara ilgili konulara göre bu gruplardan ulaşım için psikologların Facebook’u aktif olarak kullanmasını tavsiye ederim.
Psikologlar ve Linkedln
İş dünyasındaki kişilerin diğer kişilerle iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan profesyonel sosyal paylaşım platformu olan Linkedln’e birçoğumuz üye ancak pek aktif olarak kullanmıyoruz. Linkedln profili oluşturmanın görünürlük açısından önemi büyük. İş deneyimlerinizi, eğitimlerinizi ve becerilerinizi eksik bir biçimde doldurarak yeni bağlantılar edinmede Linkedln’i kullanabilirsiniz. Uzman görüşleri de paylaşarak kendinize bir takipçi kitlesi oluşturabilirsiniz.
Comments are closed